27 Aralık 2010 Pazartesi

Herşey Yolunda :) Peki bu endişe neden?

Uzun zamandır yazmıyorum sanırım. 30. haftaya varmışız bile. Çoğu zaman koşturmayla, hazırlıklarla geçiyor. Minik kızımın odası bitmek üzere sadece yatağını bekliyoruz. Onunda gelmesine 10 gün kaldı. Ondan sonra süslemeye ve kıyafetlerini yıkama merasimine başlayacağız.

Vakit yaklaştıkça bir çok soru ile boğuşmak gerekiyormuş. Bu kadar yoğun bir beyin fırtınası yaşayacağımı düşünmemiştim doğrusu. Nede olsa bir sürü kitap aldım, 1001 web sitesine üye oldum. Bir sürü blog takip ediyorum. Okuyorum, öğreniyorum, kafam daha çok karışıyor.

Asıl soru doğum nasıl olmalı ???? Çanların çalmasını beklenmeden karar verilmesi gereken en önemli  karar.Bu hafta doktorumla konuştuğum gibi, tecrübeli bir sürü arkadaşımla da konuştum. Kafamdaki soruları, korkuları aşıp bizim için en doğru kararı vermeliyim. Babamız çekimser oy kullanıyor ama korkularını yüzünden okumak gayet mümkün. O da ne yapsın kararı bana bırakmaktan başka :)

25 Ekim 2010 Pazartesi

Ne zor yahu bu aralar hayat!

Sabahtan beri düşünüyorum. Ne zor bir görev insanın çocuğuna isim koyması. Aile büyüklerinin isimlerinin konulmasına ilişkin gelenekler, tanıdıklarınızın önerileri ve sizin beklentileriniz arasından isim seçmek gerçekten challenging bir durum. Dünyaya getireceğimiz canlıya isim koymak, onun yaşamı boyunca taşıyacağı etiketi seçmektir. Bu nedenle düşünüyorum, düşünüyorum ama bir türlü karar veremiyorum. Eh babamızın da pek yardımcı olduğunu söyleyemeyiz tabi. Kendisi çok çekimser. Aslında aklımda neler vardı ne isimler. Ama sanırım gerçeğe dönünce aklındaki ismi gerçekten koymak gerekince insan korkak oluyor. Neyse ki çok zaman var daha elbet en güzelini bulacağız...

Bu haftaki yeni eğlence alışveriş! İnsan her gördüğünü almak ister mi? Minik etekler, minik hırkalar ama en çokta minicik elbiseler. Evet hepsini hepsini almak istiyorum. Zor tutuyorum kendimi. Çünkü biliyorum giymeyecek, giyemeyecek belki 1 en çok iki kez. Bu haftaki zor işlerden biri de nelerin gerçekten gerektiğine karar vermek. İnternette binlerce liste var. Ama bunları hangi markalarda almak en iyisi. Off!!!! Zor... Yakın arkadaşlarımdan her gün tavsiyeler alıyorum. Şimdilik pusetimiz (çok değerli birinden hediye), car seatimiz , portbebemiz var. Kendimi kaptırdığım onlarca tulum ve body de var. Ama liste kabarık daha alacak binlerce şey var. Ama acele yok. Yavaş yavaş tamamlanacak. Varsa tavsiyeniz lütfen sizde bana yazın yorumlarda ...
Ben düşünmeye devam... Daha sonra yazmaya devam ederim...

Sevgiler

22 Ekim 2010 Cuma

First Monologue!

Belkide çok önceden başlamalıydım yazmaya. Ama olsun doğana kadar biraz daha vakit var nede olsa. Ne desem? Çoğu gitti, azı kaldı mı desem? Yoksa bir bu kadar daha mı desem? Yolu yarıladığım bugünlerde heyecanda başladı dersem yalan olmaz sanırım. Minicik kıpırdamaları hissettikçe bir tuhaf oluyor insan. Sabırsızlıkla meraklı babamızın da hissetmesini bekliyoruz. Daha 20. hafta sanırım bunun için biraz sabır gerekecek. 
Faşaduramız vardı geçtiğimiz perşembe. Günler öncesinden deli gibi telaş ve hazırlıklar. Pembe mi olsun sarı mı yeşil mi derken geçti bile. Ama çokta güzel geçti fikrimce. Sanırım günler bu hızla geçecek doğuma kadar. Minik ailemizde artık 'ben' 'sen' kalmadı sadece 'o' var. Asla şikayetçi değilim sakın yanlış anlaşılmasın. Çok şirin zaten onu düşünmediğimiz (yok denecek kadar az) anlarda bile kendini hatırlatmayı biliyor ufaklık.
Yakında 21. haftayı yazacağım. Hamileliğimin yarısı gerçekten geride kalmış olacak. Geri sayım başlamış olacak. Hüzünle karışık bir tatlı heyecan, boğazımda bir yumru. Hem bebeğim çabuk gelsin, hem de bugünler hemen bitmesin. Nasıl olacak o?